DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI


 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Çoban Ve Ağaç

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Gertmill
Admin
Gertmill


Mesaj Sayısı : 1115
Kayıt tarihi : 06/05/09
Yaş : 32
Nerden : Mersin

Çoban Ve Ağaç Empty
MesajKonu: Çoban Ve Ağaç   Çoban Ve Ağaç Icon_minitimeCuma Mayıs 15, 2009 5:26 pm

Çoban Ve Ağaç



Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir
elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak:

"Hadi bakalım evladım, derdi. Bu ihtiyarın elmasını ver artık".
Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam sedef
kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük bir tas
yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten sonra, babasından kalan
Kur'an'ını okumaya koyulurdu.
Çoban, bu ağacı yirmi yıl kadar önce diktiğinde sık sık sular, bunun
için de büyükçe bir güğüme doldurduğu abdest suyundan geriye kalanı
kullanırdı. Elma ağacının kökleri, belki de bu sularla kuvvet bulmuş
ve kısa sürede serpilip meyve vermeye başlamıştı. Çoban o zamanlar
henüz genç sayıldığından şöyle bir uzandı mı en güzel elmayı şıp diye
koparırdı. Fakat aradan geçen bunca yıl içinde beli bükülüp boyu
kısalmış, ağacınkiyse bir çınar gibi büyüyüp göklere yükselmişti. Ama
boyu ne olursa olsun, ağaç yine de yavrusu değil miydi? Onu bir evlat
sevgisiyle okşarken :
"Ver yavrum, derdi, gönder bakalım bu günkü kısmetimi."
Ve bir elma düşerdi hiç nazlanmadan, yıllar boyu hiçbir gün aksamadan.


Köylüler, uzaktan uzağa gözledikleri bu hadiseyi birbirlerine anlatıp
yaşlı çobanın veli bir zât olduğunu söylerlerdi.

Yaşlı adam, ağacın altında dinlenip namazını kıldığı bir gün, yine
elmasını istedi. Ancak dallar dolu olmasına rağmen nedense birşey
düşmemişti. Sonra bir daha, bir daha tekrarladı isteğini. Beklediği
şey bir türlü gelmiyordu. Gözyaşları, yeni doğmuş kuzuların tüylerini
andıran beyaz sakalını ıslatırken, ağacın altından uzaklaşıp
koyunların arasına attı kendini. Yavrusu, meyve verdiği günden bu yana
ilk defa reddediyordu onu. İhtiyar çobanın beli her zamankinden fazla
bükülmüş, güçsüz bacakları da vücudunu taşıyamaz olmuştu. Hayvanlarını
usulca toplayıp köye doğru yöneldiğinde, aşağıdaki caminin her
zamankinde daha nurlu minarelerinden yankılanan ezan sesiyle irkildi
birden. Yeniden doğmuştu sanki çoban. Birşey hatırlamıştı.
Çocuklar gibi sevinerek ağacın yanına koştu ve ona şefkatle sarılırken
:
"Canım" dedi, hıçkırıp ağlayarak.
"Benim güzel evladım, mis kokulum. Şu unutkan ihtiyarı üzmeden önce
neden söylemedin, bu günün Ramazan'ın ilk günü olduğunu ?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dinruzgari.forum.st
 
Çoban Ve Ağaç
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI  :: Dinimiz :: Dini Hikayeler-
Buraya geçin: