DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI


 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kadere Bak

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Gertmill
Admin
Gertmill


Mesaj Sayısı : 1115
Kayıt tarihi : 06/05/09
Yaş : 32
Nerden : Mersin

Kadere Bak Empty
MesajKonu: Kadere Bak   Kadere Bak Icon_minitimeCuma Mayıs 15, 2009 1:38 pm

Kadere Bak





Genç adam, köyüne gidecekti. Sabahleyin erkenden otomobiline bindi,
yola çıktı. Çoluk çocuğunu yanına almamıştı. Yalnızdı. Şehrin kenar
mahalleleri geride kalırken güneş doğmuş, ışıl ışıl bir gün
başlamıştı. İçi içine sığmıyordu, Radyonun düğmesini çevirdi. Bir
türkü: "Azrailin gelir kendi / Ne ağa der, ne efendi / Sayılı günler
tükendi / Yolun sonu görünüyor..."

Biraz hüzünlenir gibi oldu. Boşver, dedi; dünya işte!... Sevdiklerine
kavuşacağı anı hatırladı. Mutlulukları, sevinçleri görür gibi oldu.
Ruhunu ılık bir duygu doldurdu. İç geçirdi.

Artık şehirden kurtulmuştu. Önünde yaklaşık üç saatlik bir yol vardı.
Acele etmiyor, güzel şeyler düşünmeye çalışıyordu.

Ne olduysa tam o sırada oldu. Sol taraftan silme bir otomobil geçti.
Elektrik çarpmış gibi titredi. Direksiyon hakimiyetini kaybetti.
Otomobil şarampole sürüklendi, ancak durabildi. Korkmuştu. "Kelle mi
götürüyorsunuz? diye söylene söylene otomobilden indi.

Tehlikeli bir şekilde kendisini sollayan lüks otomobil az ilerde
çaprazlamasına yolun ortasında durdu. Resmen yolu kesilmişti. Üstelik
güpegündüz. Şaşırdı, biraz da panikledi. Otomobilden el kol
hareketleri yaparak ve bağırıp çağırarak inen iri yarı iki adam,
kendine doğru geliyordu.

"Ulan sen, canına mısusadın?"

"Kör, sağına soluna bir baksana!"

"Kaplumbağa gibi gidiyorsun."

"Neden yol vermiyorsun?" diye bağırıp çağırmaya, hakaretler etmeye
devam ediyorlar; küfürler savuruyorlardı.

Genç adam şaşırmıştı. Biraz ürkek,

"Ben, kimseyi yolvermezlik yapmadım kendi yolumdan gidiyordum."
diyecek oldu. Dinlemediler bile. Biraz öfkelendi.

"Sizi şikayet edeceğim. dedi, yüksek sesle.

Sen misin onu söyleyen Biri üzerine atladı.

"Bak ulan hala konuşuyor." diyerek yakasından tuttu. Belinden
tabancasını çıkardı, başına dayadı.

"Ulan sen, kim olduğumu biliyor musun? Seni gebertsem, şahidin bile
olmaz." diye bağırıyor; bir taraftan sarsıyor, tartaklıyordu

İyiden iyiye korkmaya başladı. Bir an, "galiba yolun sonuna geldik"
diye düşündü.

Yakasını tutan ve başına silah dayayan kişi, arkadaşının, "bırak şu
pisliği, işimiz acele." uyarısıyla yakasını bıraktı. Bırakmadan önce
şarampole doğru itti. Genç adam, sendeledi, dengesini kaybetti, yere
yuvarlandı.

Bütün olaylar, kaşla göz arasında olup bitmişti.

Bu arada olay yerinden birkaç otomobil, birkaç kamyon ve bir otobüs
geçti. Belki görenler, "ne oluyor?" diye baktılar. O kadar...

Korkudan neredeyse dili tutulan adam toparlandı, kalktı. Üstünü başını
düzeltti. Biraz üzgün, biraz ürkek arabasına bindi. Torpido gözünden
alelacele çıkardığı kalem ile şikayet etmeyi düşündüğü kişilerin
otomobilinin güç bela aklında tuttuğu plakasını avucuna yazdı.

Tabir yerindeyse eşkıya, kuş olup uçmuştu.

Otomobilini şarampolden yola çıkardı. Canı sıkkındı. Onca mutlu andan
ve güzel düşüncelerden sonra ölümle burun buruna gelmişti. Hayatında
duymadığı küfür ve hakaretleri duymuş, hırpalanmış, tehdit edilmişti.
Şikayet edecek olsa, nasıl ispat edecekti? Sonra bu musibet
insanlardan nasıl kurtulacaktı? Olanlar, çok gücüne gitmişti. Karmaşık
duygular içindeydi. Mazlum bir insan edasıyla ve sabrıyla bütün
olanları içine attı. Yoluna devam etti.

Bir müddet sonra da yolun kenarındaki kalabalığı fark etti. Bir trafik
kazası olduğunu düşünerek otomobilini yolun kenarına çekti.
Kalabalığın olduğu yere gitti. Hurda haline gelmiş bir otomobilden
çıkarılan iki ceset yere gelişigüzel uzatılmış, henüz üzerleri bile
örtülmemişti.

Gördüklerine inanamadı. Emin olabilmek için otomobilin plakasına
baktı, sonra göz ucuyla avucunun içine. Sarsıldı. Dili, damağı kurudu.
Otomobil, o otomobil; ölenler, o adamlardı.

Kalabalığa "Ben, bu adamları tanıyorum." diye seslenmek istedi, sonra
vazgeçti. Yazık, çok yazık!" diye geçirdi içinden ve hızla oradan
uzaklaştı.

Otomobiline bindi, yoluna devam etti. Bütün olanlara rağmen yine de
üzülmüştü...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dinruzgari.forum.st
 
Kadere Bak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI  :: Dinimiz :: Dini Hikayeler-
Buraya geçin: