DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI


 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 16- Nahl Suresi (1-40)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Gertmill
Admin
Gertmill


Mesaj Sayısı : 1115
Kayıt tarihi : 06/05/09
Yaş : 32
Nerden : Mersin

16- Nahl Suresi (1-40) Empty
MesajKonu: 16- Nahl Suresi (1-40)   16- Nahl Suresi (1-40) Icon_minitimePaz Mayıs 10, 2009 8:18 pm

Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla
16.1. Allah'ın emri gelmiştir. Artık onu istemekte acele etmeyin. Allah, onların koştukları ortaklardan uzak ve yücedir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.2. Allah kendi emriyle melekleri, kullarından dilediği kimseye vahiy ile, ”Benden başka tanrı olmadığına dair (kullarımı) uyarın ve benden korkun” diye gönderir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.3. (Allah) gökleri ve yeri hak ile yarattı. O, koştukları ortaklardan münezzehtir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.4. O, insanı bir damla sudan yarattı. Fakat bakarsın ki (insan) Rabbine apaçık bir hasım oluvermiştir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.5. Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizin için ısıtıcı (şeyler) ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz.
--------------------------------------------------------------------------------

16.6. Sizin için onlardan ayrıca akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk) vardır.
--------------------------------------------------------------------------------

16.7. Bu hayvanlar sizin ağırlıklarınızı, ancak güçlüklere katlanarak varabileceğiniz bir memlekete taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatli, pek merhametlidir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.8. Atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve (gözlere) zinet olsun diye (yarattı). Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice (nakil vasıtaları) yaratır.
--------------------------------------------------------------------------------

16.9. Yolun doğrusu Allah'ındır. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.
--------------------------------------------------------------------------------

16.10. Gökten suyu indiren O'dur. Ondan hem size içecek vardır, hem de hayvanlarınızı otlatacağınız bitkiler.
--------------------------------------------------------------------------------

16.11.(Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir. İşte bunlarda düşünen bir toplum için büyük bir ibret vardır.
--------------------------------------------------------------------------------

16.12. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır.
--------------------------------------------------------------------------------

16.13. Yeryüzünde sizin için rengârenk yarattıklarında da öğüt alan bir toplum için gerçek bir ibret vardır.
--------------------------------------------------------------------------------

16.14. İçinden taze et (balık) yemeniz ve takacağınız bir süs (eşyası) çıkarmanız için denizi emrinize veren O'dur. Gemilerin denizde (suları) yara yara gittiklerini de görüyorsun. (Bütün bunlar) onun lütfunu aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.15. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağları, yolunuzu bulmanız için de ırmakları ve yolları yarattı.
--------------------------------------------------------------------------------

16.16. Daha nice alâmetler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.
--------------------------------------------------------------------------------

16.17. O halde, yaratan (Allah), yaratmayan (putlar) gibi olur mu? Hâla düşünmüyor musunuz?
--------------------------------------------------------------------------------

16.18. Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız. Hakikaten Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.19. Allah, gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.20. Allah'ı bırakıp da taptıkları (putlar), hiçbir şey yaratamazlar. Çünkü onlar kendileri yaratılmışlardır.
--------------------------------------------------------------------------------


16.21. Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
--------------------------------------------------------------------------------

16.22. İlâhınız bir tek Tanrıdır. Fakat ahirete inanmayanlar var ya, onların kalpleri inkârcı, kendileri de böbürlenen kimselerdir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.23. Hiç şüphesiz Allah, onların gizleyeceklerini de açıklayacaklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları asla sevmez.
--------------------------------------------------------------------------------

16.24. Onlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiği zaman, ”Öncekilerin masallarını” derler.
--------------------------------------------------------------------------------

16.25. Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri şey ne kötüdür!
--------------------------------------------------------------------------------

16.26. Onlardan öncekiler de (peygamberlere) hile yapmışlardı. Sonunda Allah da onların binalarını temellerinden söktü üstlerindeki tavan da tepelerine çöktü. Bu azap onlara, farkedemedikleri bir yerden gelmişti.
--------------------------------------------------------------------------------

16.27. Sonra kıyamet gününde (Allah), onları rezil eder ve der ki: ”Kendileri hakkında (müminlere) düşman kesildiğiniz ortaklarım nerede?” Kendilerine ilim verilmiş olanlar derler ki: ”Şüphesiz bugün rezillik ve kötülük kâfirleredir.”
--------------------------------------------------------------------------------

16.28. Kendilerine haksızlık ederlerken meleklerin canlarını aldıkları kimseler: Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk, diyerek teslim olurlar. (Melekler onlara şöyle der:) ”Hayır, Allah, sizin yaptıklarınızı elbette çok iyi bilendir.”
--------------------------------------------------------------------------------

16.29. ”O halde, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!”
--------------------------------------------------------------------------------

16.30. (Kötülüklerden) sakınanlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiğinde, ”Hayır (indirdi)” derler. Bu dünyada güzel davrananlara, güzel mükâfat vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takvâ sahiplerinin yurdu gerçekten güzeldir!
--------------------------------------------------------------------------------

16.31. (O yurt,) girecekleri, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar için orada kendilerine diledikleri her şey vardır. İşte Allah, takvâ sahiplerini böyle mükâfatlandırır.
--------------------------------------------------------------------------------

16.32. (Onlar,) meleklerin, ”Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin” diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir.
--------------------------------------------------------------------------------

16.33. (Kâfirler) kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rablerinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
--------------------------------------------------------------------------------

16.34. Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.
--------------------------------------------------------------------------------

16.35. Ortak koşanlar dediler ki: ”Allah dileseydi ne biz ne de babalarımız ondan başkasına tapardık. Onun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Peygamberlerin üzerine açık seçik tebliğden başka bir şey düşer mi!
--------------------------------------------------------------------------------

16.36. Andolsun ki biz, ”Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının” diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!
--------------------------------------------------------------------------------

16.37. (Resûlüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.
--------------------------------------------------------------------------------

16.38. Onlar: ”Allah ölen bir kimseyi diriltmez” diye olanca güçleriyle Allah'a and içtiler. Aksine, bu O'nun bizzat kendisine karşı gerçek bir vâdidir. Fakat insanların çoğu bilmez.
--------------------------------------------------------------------------------

16.39. Hakkında ihtilaf ettikleri şeyi onlara açıklaması ve kâfir olanların da kendilerinin yalancılar olduklarını bilmeleri için (Allah onları diriltecek).
--------------------------------------------------------------------------------

16.40. Biz, bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona (söyleyecek) sözümüz sadece ”Ol” dememizdir. Hemen oluverir.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dinruzgari.forum.st
 
16- Nahl Suresi (1-40)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DiN AHLAK EĞiTİMi PORTALI  :: Kur'an-ı Kerim :: Kur'an-ı Kerim Meali-
Buraya geçin: